Salı, Nisan 25, 2006

houston, we have a problem!


güçlüler zayıfları yener.. doğanın kuralı böyledir.. tabi kimisi zeka açısından kimi fiziksel açıdan güçlüdür.. bu iki parametreden birini sabit tuttuğumuzda diğer değişkeni büyük olan savaşı çok yüksek bir ihtimalle kazanacaktır..

doğada bu adaletsizlik türlerin ellerine verilen değişik silahlar ile dengelenmeye çalışılmıştır ancak doğal olarak, türlerin hayatlarını devam etirebilmeleri ve avlarını yakalayıp karınlarını doyurmaları için tam olarak dengelenmemiştir..

doğal seçilim denen ve türlerin devamlı ileri yönde gelişmesini sağlayan bir mekanizma mevcut evrende.. basit olarak zayıf bireylerin üreyemeden elenmesi ve gelecek nesillere daha güçlü, daha zeki bireylerin genlerinin taşınması olayı.. bir aslan bir zebra sürüsüne saldırdığında en yavaş olan zebrayı yakalar ve karnını doyurur.. biz zebraya acırız ancak bu türün evrimsel gelişimi açısından süper olaydır.. bir zayıf halka daha gitmiştir sürüden.. aynı şekilde zayıf olan aslan da sürüden hiç zebra yakalayamayarak ölecek bu da aslan türü açısından iyiye yönelik bir olay olacaktır.. leş yiyen hayvanlarda da sanırım bu kendini fiziksel güç olarak değil de kurnazlık olarak gösterecektir.. bütün gün köşede yatıp da aptal bir leoparın elinden avını alan sırtlanlar görmüşlüğüm vardır belgesellerde..

peki ya evrile evrile homo sapiens sapiens (o kadar akıllı yani, üüüf yeme de yanında yat) kıvamına gelen insan için durum ne? doğal seçilim, dört tarafı suni yapılarla çevrilmiş insan ırkı için artık işlememektedir.. ve bunun kötü sonucu olarak hastalıklı/zayıf genler ileriki nesillere aktarılmaktadır.. hadi buyur bide teknoloji dersin, tıp dersin..

acaba çok zeki ama zayıf bir yaratık ile çok güçlü ancak embesil bir yaratık karşılaştığında ne olacak? zeka kas gücünü alt edebilir mi? bu sorunun cevabı için durumu ikiye bölmekte fayda var sanırım.. kısa vadede ve uzun vadede..

kısa vadede bence cevap hayır olacaktır.. yani elinde hiçbir teknolojik alet olmadan ormanda bir kutup ayısıyla (ormanda kutup ayısı olur mu demeyin, lost'da var valla) karşılaşsan yaşama şansın nedir?

uzun vadede ise zaten ortalığın -afedersiniz- koymuşuz yani.. binalar, gökdelenler, uçaklar, savarlar, atom bombaları ile doğaya can çekiştiriyoruz.. insan ırkının en zeki ırk olmasından gurur duyuyoruz bir de ama yediğimiz kaba pislediğimizin farkında da değiliz hani..

neyse efendim yine nette bulduğum bir fotodan ilham alıp iki satır yazmak için başladığım yazıda salak salak bişeylerden bahsedip uykumu getirmeye çalıştım.. bir dahaki abuk yazıda görüşmek üzere..

Hiç yorum yok: