şöyle bir grand slam final maçını yerinde izlemek.. güzel bir duygu olsa gerek..
Cuma, Ocak 25, 2008
the man gets "blue"s
man in "black" diyorlar ona.. tişörtünden çorabına kadar siyah giyer çıkar korta.. son 4 yılın erkeklerde tartışmasız en başarılı ismi roger federer.. son 5 yılda 12 grand slam kazanmış, toprak kortta (roland garros) iki kez final oynamış (karşısında rafael nadal gibi bir isim olmasa 14 olacak grand kazandığı slam sayısı), 4 yıldır 1 numaradan inmemiş bir efsane.. bu senenin ilk grand slami avustralya açık'a da kesin kazanacak gözüyle bakılıyordu.. ama olmadı.. bu adamı da üzdüler.. sert ve çim zemindeki roger federer hegemonyası novak djokovic sayesinde son buldu bugün.. yenilmez denilen o adam 3-0 ile set bile alamadan evinin yolunu tuttu.. federer hayranı olmayan bir insan olarak sevindim..
federer'i neden sevmem?:
- çünkü federer agassi gibi cana yakın olmamıştır hiçbir zaman..
- çünkü karşılaştırıldığı sampras kadar da teknik oynadığını düşünmüyorum..
- çünkü bana hep benden değilmiş gibi geliyor.. daha üst bir yerde sanki kendisi.. burnu havada gibi hareketleri ve bu bana itici geliyor..
- çünkü son 4 yılda erkekler tenisini zevksiz bir hale getirdi neredeyse her şeyi kazanarak..
bugünkü maçtan sonra sağda solda okuyorum "federer devri kapandı", "kral öldü" falan yazıyolar.. "yok artık lebron james" diyorum bunları diyenlere.. son 4 yılda bu kadar iş başarmış bi adamı öyle tek bir darbe ile silemezsiniz.. hele bi durun bu seneki diğer 3 grand slami de kaybedecek nasıl olsa (wimbledonı kazanabilir bak ondan emin olamadım).. ondan sonra konuşuruz..
adidas vs. nike
2008 avustralya açık tek bayanlar finali iki güzel tenis oyuncusunun mücadelesinin yanında iki ünlü rakip markanın da mücadelesi şeklinde geçecek.. ana ivanovic'in sponsoru adidas, maria şarapova'nınki ise nike.. tabi ki onlar için mücadelenin ne kadar zevkli ve çekişmeli olacağının bi önemi yok.. logoları ne kadar çok gösterilirse o kadar reklam demek..
Perşembe, Ocak 24, 2008
haydeeee!
amerikalıların tenis alemindeki gaza gelme nidası "kamoooon" (come on), fransızların ve bazı avrupa kökenli oyuncuların (misal justine henin) gaza gelme nidası "aleeee" (allez).. bu iki bağırışı çok duyuyoruz kortlarda.. son bir kaç yıldır balkan orijinli tenis oyuncularının başarılarıyla beraber türkçe'den de aşina olduğumuz bir kelime kulaklarımıza çalınır oldu: "haydeeee"..
sırbistan'dan çıkan tenis oyuncuları son yıllarda büyük başarılar göstermeye başladı.. sol baştan sayarsak atp sıralamasında şu anda dünya üçüncüsü novak djokovic, wta sıralamasında şu anda dördüncü ana ivanovic, wta sıralamasında şu anda üçüncü jelena jankovic ve avustralya açık 2008'de roger federer'i yenmenin eşiğinden dönen, çıkıştaki janko tipsarevic.. bu dört sırp oyuncu yükselişteki balkan tenisinin başını çekiyorlar.. önümüzdeki yıllarda da kortlardaki "haydi" nidaları eksilmeyecek gibi..
geri dönüş
ana ivanovic ilk seti 6-0 kaybettiğinde sabahın yedisine kadar oturup bu yavan ve zevksiz maçı izlediğim için kendime küfür ediyordum.. ikinci sette kabus bitmedi ilk oyunu kaybetti ana.. televizyonu kapatıp yatmadığıma dua ediyorum çünkü ne olduysa bu noktadan sonra oldu.. gönderdiğim reikiler neticesinde ana kendine geldi ve arka arkaya oyunlar alarak 5-1 lik seri yakaladı ve ikinci seti 6-3 aldı.. işte günlerdir beklediğim maç buydu..
avustralya açık 2008 tek erkeklerde ne kadar muhteşem geçiyorsa, tek bayanlarda o kadar zevksiz geçiyordu bu maça kadar.. çeyrek finalin tüm maçları ve yarı finalin ilk maçı sadece bir oyuncunun baskınlığı altında geçmişti.. ikinci sete bakıldığında üçüncü setin akibeti kestiriliyordu.. zevkli olacaktı son set.. maçın üçüncü seti çok çekişmeliydi.. karşılıklı oyunlarla geçen sette durum 3-2 hantuchova lehine iken 7 kere "berabere" oldu.. en sonunda ivanovic servis kullandığı oyunu olarak 3-3 e getirdi.. tekrar karşılıklı alınan oyunlarda sonra ivanovic servis kırarak durumu 5-4 e getirdi.. servis kullandığı son oyunu da alıp maçı 2-1 kazandı..
peki neydi değişen? bir uyanıştı.. heyecandan olsa gerek ilk sette yaptığı hiçbir vuruş doğru düzgün bir yere gitmeyen, kullandığı ilk servislerin sadece yarısı oyuna girebilen ivanovic, ikinci sette uyandı ve artık maçta kaybedecek bir şeyi olmadığını gördü.. başta akıcı bir oyun sergileyemese de puanlar aldıkça, oyunlar kazandıkça yerine gelen kendine güveni onu bir üst seviyeye çıkardı.. daniela hantuchova ise baştan sona aynı oyunu götürdü.. ivanovic seviye atladığında ona ayak uyduramadı bu yüzden ve yenildi.. güzel bir maçtı sonuçta..
siz yabancılar nasıl diyor? "what an incredible comeback!"
finalde rakip şarapova.. şimdi şarapova düşünsün! :)
sizin işiniz de zor be abi!
baba
Çarşamba, Ocak 23, 2008
a tribute to animal
animal, muppet show'da en sevdiğim tip.. arkadaşım o nasıl bir karizmadır, o nasıl bir duruştur, o ne güzel davul çalıştır.. animal;
açık sözlüdür.. kermit ile bir röportajında davul ve cymbal yediğini açıklamıştır:
kadınlara düşkündür.. rita moreno'nun arkasında hislerine hakim olmaya çalışırken:
karizmasını önemser.. burada mıymıy sesli beaker'ın yüzünden dağılan grubun karizmasını toparlmaya çalışıyor:
her kılığa girer, gocunmaz.. ve size süper trio.. isveçli aşçı, beaker ve animal'dan danny boy yorumu:
Salı, Ocak 22, 2008
10-0
5 yıldır düzenlenen uleb cup'ta beşiktaş erkek basketbol takımı bir ilki gerçekleştirerek ilk tur grup maçlarında 10 maçta 10 galibiyet alan ilk takım oldu ve tarihe geçti..
1. at BK Ventspils 79 - 87
2. vs Köln 99ers 79 - 60
3. at FMP 77 - 78
4. vs Ovarense Aerosoles 100 - 74
5. at Elan Chalon 64 - 73
6. vs BK Ventspils 84 - 77
7. at Köln 99ers 62 - 73
8. vs FMP 77 - 76
9. at Ovarense Aerosoles 80 - 94
10. vs Elan Chalon 78 - 55
ne oldi sana, ne oldi böyle?
aktif oyuncular arasında dünyanın en hırslı bayan tenis oyuncularından biri olan serena williams, avustralya açık 2008 çeyrek finalinde 3 numaralı seribaşı sırp jelena jankovic karşısında hiçbir varlık gösteremeyerek 3-6 ve 4-6 lık setlerle elendi..
mats wilander'in deyimiyle "kendisinin dünyanın en iyi tenis oyuncusu olduğunu düşünen" williams maça iyi başlayıp ilk sette 2-0 öne geçmesine rağmen jankovic bir anda önce oyunu çevirdi daha sonra beni ekran başında, williams'ı kortta şaşkına çevirdi.. ilk seti jankovic aldıktan sonra ben williams'ın eski günlerdeki gibi berserk e bağlayıp maçı heyecanlandıracağını düşünürken o, daha da berbat bir oyunla devam etti.. maçta williams'ın kaybettiği sayıların hepsi birbirinin aynısıydı neredeyse.. jankovic maden bulmuşcasına topları hep baselinea yakın oynadı, kısa bir ralliden sonra williams'ın çift el backhandleri hep filede kaldı.. maçta zaten çok az ralli vardı ve bu rallilerde de hiçbir varyasyon göremedim.. tekdüze vuruşlardan öteye gidemedi.. sonuç olarak çekişmesiz ve bu yüzden tatsız bir maç olarak tarihteki yerini aldı bu çeyrek final mücadelesi..
Pazartesi, Ocak 21, 2008
son sekiz bayan
avustralya açık 2008'de çeyrek final eşleşmeleri belli..
justine henin [1] -maria sharapova [5]
jelena jankovic [3] - serena williams [7]
venus williams[8] - ana ivanovic [4]
daniela hantuchova [9] - agnieszka radwanska [29]
bu sene fazla sürpriz yok bayanlarda.. her şey sakin.. sözlüğe yazdığım tahminlerimi buraya da yazayım.. yarı final eşleşmeleri şu şekilde olabilir amaaa olmayabilir de:
justine henin - serena williams
ana ivanovic - daniela hantuchova
Pazar, Ocak 20, 2008
polonya melek milli voleybol takımı
polonya bayan milli voleybol takımı pekin'de düzenlenecek olan 2008 yaz olimpiyat oyunlarına katılacak takımı belirlemek için almanya'da düzenlenen şampiyonanın finalinde rusya'ya 3-2 mağlup olmaktan kurtulamadı..
maçı izleyemedim ama 2-0 geriden gelip maçı çevirecek noktaya kadar ilerlemiş polonyalılar.. malesef olimpiyatlarda göremeyeceğiz kendilerini.. malesef diyorum çünkü bu takım anormal güzellikte (evet abartıyorum) insanlarla dolu..
her şey katarzyna(kasia) skowronska ile başladı.. ardından milena rosner , eleonora dziekiewicz falan derken insan kendini kaybedebiliyor.. bir de şöyle bir şey var ki akıllara zarar: buradan..
bu güzel insanları olimpiyatlarda göremeyecek olmak kötü..
hırsın dışavurumu
marat safin eski günlerini özletiyor bize.. avustralya açık 2008'in ikinci turunda rum tenisci marcos baghdatis ile eşleşti.. marcos da eğlenceli bir oyuncu.. o ayrı bir başlık konusu.. marcos ilk iki seti almış bir üst tura emin adımlarla ilerlerken safin birden diriliyor ve harika 2 set sonunda skoru setlerde 2-2'ye getiriyor.. son sette ise istediği vuruşları yapamıyor ve en sonunda sinirini raketinden çıkarıyor.. raketin hali içler acısı.. bakınız..
nesneler olmasa kendimize çok zarar vereceğiz anlaşılan..